Organize suç örgütü başkanı olduğu iddiasıyla yargılanan Sedat Peker’in avukatı Ersan Barkın, Peker’in yeni paylaşımlarda bulunup bulunmayacağına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Peker’in durumuna dijital tecrit demeyi tercih ettiklerini ancak asıl durumun ev hapsi olduğunu belirten Barkın, Peker’in avukatlarıyla yüz yüze bile görüşemediğini ifade etti.
“HERKESİN SÖZÜNÜ TUTMASINI BEKLEMEYE HAKKIMIZ VAR”
İşte Barkın’ın o paylaşımları:
“Uzun zamandır Sayın Peker açıklama yapacak mı diye soruyorsunuz. Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Benim bildiğim hukuki durumu. Bunu tekrar açıkladım. Fiili bir durumdan bahsediyoruz. bu da avukatıyla yüz yüze görüşmesine bile imkan vermiyor.
Kendisine bağlı herhangi bir hesap ve hatta avukatı tarafından siyasi etki yaratabilecek tweet’lerinin sonuçları BAE yetkilileri tarafından kendisine defalarca iletildi. ‘Retweet ile sinyal verme’ olarak yorumlanan gönderilerle ilgili yaşadığı sorunları biliyorum.
Biz bu yasal durumu dijital izolasyon olarak adlandırmayı tercih ediyoruz, ancak gerçek karşılığı mesken hapsidir. Bu koşullarda paylaşımlarıyla ilgili soruların cevabını bilmiyorum. Sanırım yaşayarak göreceğiz. Ancak oburların yaşamlarını ve özgürlüklerini değerlendirmek gerçekçi/vicdani değildir.
Savcıların görevlerinden dolayı (siyasetçiler dahil) işlem yapmadığını söyleyenler, bu görevlerden dolayı haklarında açılan davaların olduğunu biliyorlar. İftira iddiasıyla açılan davalarda tezlerin doğruluğunun araştırılması gerekir. Dolayısıyla tartışmalar şu anda mahkemelerde.
Her birinin ilk seansları tamamlandı. Hepsinin içeriği ve işitme bilgileri siyasi partilerin kullanımına açıktır. Basında yer aldı. Rastgele bir kişinin tek duruşmasına gözlemci olarak bile gelen tek bir siyasetçi ya da ‘patlamış mısır’ seyircisi yoktu. Bu gerçekçi değil.
Herkesin sözünü tutmasını beklemeye hakkımız var. Memlekete karşı hisleri isyan olarak tanımlanabilecek bir vatandaş olarak ben de tam bir beklenti içerisindeyim. Ancak sözleşmeler iki taraflıdır. Twitter’da tek bir beğeni bile yapan insanlar kişisel güvenliklerini düşünerek başkalarını suçlayabilir mi?
Ülkenin yakın tarihine ışık tutabilecek duruşmaları bile takip etmekten aciz siyasetçiler, ‘Savcılar neden harekete geçmedi’ diye sorabilir mi? Yaygın yanlış tabirle ‘suç örgütü lideri’ yerine siyasetçilerin tezlerin peşinden gitmesini beklemek doğru değil mi?
Kısacası toprağa ve yeryüzündeki her canlıya sevgiyle bakan, sadece bugün ve gelecek için iktidar değişikliğini talep etmeyen, ahlaki/temiz bir gelecek tasavvur eden vatandaşlar olarak hak ettiğimiz hayallere sahibiz. Ama bunu hak etmek için çok çalışmamız gerekiyor.” (HABER MERKEZİ)
